Yapı Bilgi Modellemesi (BIM), 1970’lerde, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki, Batı Avrupa’daki ve Sovyet Bloğu’ndaki tasarım yenilikçilerinin mimariyi altüst etmek amacıyla bir yazılım çözümü oluşturma konusundaki rekabetiyle başladı. Gelişmeye ve kendini optimize etmeye devam eden bu teknoloji sayesinde modern mimari, 20. yüzyılın sonlarında mini bir ‘rönesans’ yaşadı.
BIM’in iş birlikçi doğası; çoklu paydaşların (mimarlar, mühendisler ve diğer inşaat profesyonelleri gibi) projeleri en iyi şekilde ortaya çıkarmak amacıyla, sorunsuz şekilde birlikte çalışmasına olanak tanır.
2021 yılında, BIM artık, yalnızca bina modellemeye yönelik çağın öncüsü bir yaklaşım değil, mimarinin küresel normu olacak.
BIM’in nasıl sadece birkaç on yıl içinde inşaat dünyasını ele geçirdiğine bu yazıyla bir göz atın; üstelik bu, onun popülaritesinin yalnızca başlangıcı…
En İyiyi Ortaya Çıkarmak İçin Sorunsuz İş Birliği
Ünlü basketbolcu Michael Jordan, “Yetenek maçları kazanır, ancak takım çalışması ve zeka şampiyonluğu getirir” demişti. Bu vizyon, özellikle mimaride geçerlidir.
BIM, her iddialı mimari projenin motoru olan ‘iş birliği’ni daha da güçlendiren bir araçtır.
BIM sayesinde, proje yöneticileri sadece her ayrıntıyı takip etmekle kalmaz; aynı zamanda ekiplerin tasarım verilerini değiş tokuş etmesini ve projenin her aşamasının kolaylaşmasını sağlar.
Bu üst düzey genel bakış, paydaşların -her şeyden haberdar olmak için- “yayınlama” durumunu teslim tarihlerine göre gözden geçirmelerine olanak tanır.
BIM Sayesinde Daha Az Kaynakla Daha Rekabetçi Mimari Projeler
Son yıllarda inşaat sektörünü zorlayan önemli bir konu, -büyük ve köklü firmaları bile etkileyen- düşük kar marjları olmuştur. Küresel finans piyasasındaki dalgalanmalar buna katkıda bulunsa da düşük kar marjları için diğer bir önemli faktör verimsizliktir. Varlık sınıflarındaki büyük projelerin tamamlanması genellikle planlanandan %20 daha uzun sürer ve –McKinsey‘e göre- bütçeyi %80’e kadar aşar. Bu verimsizlik nedeniyle, yalnızca AB’de, toplam atığın %30’a kadarı yapı malzemelerinden geliyor; bu da yıkıcı bir çevresel etki yaratıyor.
BIM ve sektörün daha fazla dijitalleşmesi, bu resmi yavaş yavaş değiştiriyor. Artan verimlilik, lazer netliğinde planlama ve uygulama; hem maliyetleri hem de çevresel etkiyi önemli ölçüde azaltıyor.
Bir ankete göre, BIM kullanıcılarının %70’i yazılımın kendilerine rekabet avantajı sağladığına inanıyor. Proje liderlerinin BIM kullanarak elde ettikleri kuş bakışı görüş sayesinde; daha az kaynak kullanarak her şeyi daha iyi, daha hızlı ve daha düşük maliyetle yapabiliyorlar.
Hollandalı bir mimar olan Van Wijnen, yazılımıni geliştirme aşamasındaki zaman çizelgesini yarıya indirdiğini bildirdi: Ekibinin bir evi tamamlaması normalde 120 gün alırken; BIM ile aynı iş 60 gün sürüyor.
Yaratıcı Keşif, Daha İddialı Projelere Yol Açıyor
Son teknoloji gökdelenlerden insan yapımı adalara kadar; 21. yüzyılda, her yerde, çok sayıda benzersiz ve iddialı mimari proje görüldü. BIM’in yaygınlaşması ile bu projelerin yükselişi tesadüfi değil.
Projeleri verimli ve sorunsuz bir şekilde, hatta bazen vaktinden önce tamamlama yeteneği, mimari vizyonerlerin fazladan yol kat etmek için yaratıcı seçenekleri keşfetmelerine olanak tanır. Bu nedenle, sorunsuz iş birliği, hızlı geri bildirim ve bütünsel gözetim; tasarım dehalarının projelerini yeni yaratıcı zirvelere taşımalarına yardımcı olur.
BIM ile artık yeni fikirler üretmek, bunları keşfetmek ve test etmek; aylar veya haftalar alacak, göz korkutucu bir çaba değil.
BIM ile Bir Mimari Rönesansa İlerlemek
İnşaat, dünyadaki en az dijitalleştirilmiş endüstrilerden biri olmaya devam ediyor. Ancak, BIM’in 1970’lerden bu yana mimarlık dünyasını ele geçirme şekli, küresel inşaatçılar topluluğunun devrime aç olduğunu gösteriyor. BIM’in ve diğer dijital teknolojilerin benimsenmesi coşkulu şekilde artarken; dünya, başka bir mimari ‘rönesans’ın eşiğinde…BIM